“3 Tesla MR cihazı ile çok yüksek kalitede görüntüler

alabiliyoruz”

Ümit Tüzün

Türkiye’de ve Avrupa’da 10 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Neolife Onkoloji Merkezi, dünya standartlarında kişiye özel ve bütünsel kanser tedavisi yaklaşımı ile tanı, tedavi ve takip hizmetleri sunuyor. Avrupa’daki 5 merkezi ile uluslararası çapta da referans bir onkoloji merkezi olma yolunda ilerleyen Neolife’ın İstanbul’daki radyoloji birimi, Dr. Ümit Tüzün yönetiminde Siemens Healthineers’ın 3 Tesla MR cihazını tercih etti. Bu yenilikçi MR teknolojisi hakkında sorularımızı yanıtlayan Radyoloji Uzmanı Dr. Tüzün, “3 Tesla MR cihazını, diğer MR cihazlarından ayıran en önemli özelliği insan vücudunun tüm bölgelerinde çok yüksek kalitede görüntüler alabilmesi” diyor.

1. Merkezinizde 3 Tesla MR cihazını kullanıyorsunuz. Bu cihazı özellikle tercih etmenizin nedenlerinden biraz bahseder misiniz?

Merkezimizde Siemens Healthineers’ın 3 Tesla MR cihazını yaklaşık 7 aydır kullanıyoruz. Bu cihazı tercih etmemizin öncelikli nedenlerinden biri kısa sürede daha sağlıklı ve daha net görüntüler sağlayan teknolojisi oldu. 3 Tesla MR cihazları 1.5 Tesla segmentine göre daha yüksek sinyal/gürültü oranına sahip olduğu için görüntü kalitesi kayda değer ölçüde artıyor. Ayrıca coil teknolojisindeki gelişmeler arasında yer alan yüksek kanal sayılı bobinler, bu sistemde daha verimli ve yüksek entegrasyonla çalışabiliyor. Hastalarımız açısından oldukça konforlu ve güvenilir bir cihaz olan 3 Tesla MR cihazını, diğer MR cihazlarından ayıran en önemli özelliği insan vücudunun tüm bölgelerinde çok yüksek kalitede görüntüler alabilmesi. Sağladığı tüm avantajlara bağlı olarak dünyada da 3 Tesla MR cihaz kullanımının giderek arttığını görüyoruz.

2. 3 Tesla MR hangi çekimlerde ve tanıda size nasıl yardımcı oluyor?

MR tetkik sayılarının yüzde 70’inden fazlasını kas-iskelet sistemi hastalıkları ve nörolojik hastalıklar oluşturuyor. Bilindiği gibi, bu hastalıkların tanısında detaylar kritik bir önem taşır. 3 Tesla MR cihazları özellikle ince kesitler alınarak elde edilen görüntüleri yüksek sinyalle birlikte sunabiliyor. Bu, hızlı ve kesin tanıyı kolaylaştırma açısında çok önemli bir avantaj anlamına geliyor.

3. Görüntülemede yeni nesil teknolojiler sağlık profesyonellerine ve hastalara pek çok konuda katkı ve kolaylık sağlıyor. Teknoloji hastalıkların tanısında size nasıl yardımcı oluyor, bahsedebilir misiniz?

Bu konuyu oldukça önemsiyorum. Görüntüleme teknolojilerindeki bu ilerleme, MR dünyasında hem hastaların hem teknikerlerin hem de hekimlerin çok uzun yıllardır hayalini kurduğu olanakları sunuyor. Sağlık endüstrisinin bu beklentilere yanıt verdiği süreci bir devrim olarak nitelendiriyorum.

Konu MR tetkiki olduğunda tüm paydaşların üzerinde en çok durduğu nokta çekim sürelerinin uzunluğudur. Hastalarımız, MR görüntüleme esnasında tünelin içinde kalış süreleri uzadıkça doğal olarak hareket etmeye başlıyor ve bu da elde edilen görüntülerde artefakt dediğimiz distorsiyonlarına neden oluyordu. Teknik parametrelerde değişiklik yaparak süreyi kısalttığımızda ise elde edilen görüntüler, istediğimiz yüksek çözünürlük ve sinyal özelliğinde oluyordu. Bu da hastalarımıza hızlı ve doğru tanı için istediğimiz düzeylerde bir sonuç elde etmemizi güçleştiriyordu.

“Sihirli üçgen” olarak adlandırabileceğimiz sinyal/gürültü oranı, rezolüsyon ve süre parametrelerini optimal seviyede sağlayarak büyük bir kolaylık getiren derin öğrenme algoritması; hasta açısından daha fazla konfor, kullanıcı açısından tanı kalitesinden ödün verilmemesi ve işletmeci açısından da verimlilik artışı için mükemmel iyileştirmeler sunuyor.

4. Merkezinizde özellikle yapay zekâ rekonstrüksiyon tercih etmiştiniz. Bu tercih sizin için ne gibi değişiklikler/kolaylıklar sağladı?

Yakın zaman içerisinde kullanıp tecrübe ettiğimiz Deep Resolve Boost (DRB) yazılımı, süreçlerimizin daha rahat ve hızlı olmasını sağlarken sunduğu yüksek çözünürlük ve daha kısa çekim sürelerini yüksek sinyal ile birleştiriyor. Açıkçası, bu devrimin nimetlerinden yararlanan ilk kullanıcılardan biri olarak kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu teknolojiyi kullanmamızı sağlamak için özveriyle çalışan Siemens Healthineers Türkiye’ye çok teşekkür ederim. Vakit kaybetmeden hastalarımızın hizmetine sunduğumuz bu yazılım ile son derece olumlu geri dönüşler alıyoruz. Örneğin, çekim sürelerinin artık ortalama 10-15 dakika sürmesi hem hastalarımız hem de bizler için oldukça memnuniyet verici…

5. Biliyorsunuz, MR incelemelerinde hastaların konforu da çok önemli. Konforu artırmak için hangi teknolojileri kullanıyorsunuz?

DRB yazılımı ile tetkik sürelerinin belirgin oranda düşmesi konfor açısından çok önemli. Yeni nesil hızlandırma teknolojilerinden olan Compressed Sensing ve Simultaneous Multi-Slice (SMS) faktörleri, DRB ile entegre ve sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Önümüzdeki aylarda bu yazılımın 3D SPACE/MPRAGE gibi volümetrik sekanslar ile birlikte çalışacağının müjdesini verebilirim. Artık, görüntüleri 2-3 dakikada 1 milimetrenin altında rezolüsyonla elde edebileceğiz.

Ayrıca, batın-abdomen tetkiklerinde yüksek sinyal toplayan Counter Coil teknolojisi sayesinde MR çekimleri, hastalarımızın üzerlerine örtülen battaniye şeklinde coil’lerle rahat bir şekilde kısa sürede tamamlanıyor. In-room projeksiyon ve ambiyans teknolojisi ile kapalı alan korkusu olanlara MR içerisinde rahatlatıcı bir ortam sağlamak için çekim esnasında müzik dinleme ve video izleme olanağı sunabiliyoruz.

6. MR incelemesi yapıldıktan sonra raporlama aşamasında hangi yapay zekâ yazılımlarından faydalanıyorsunuz ve bu teknolojiler size hangi noktalarda, nasıl yardımcı oluyor?

Yakın zamanda Prostat AI yazılımını kullanmayı planlıyoruz. Bu yazılımla tüm dünyada prostat kanserinin erken ve doğru tanı konulmasında önemli bir tetkik olan multiparametrik MR incelemesinde segmentasyon ve lezyon tespit etmede ikinci göz olarak yardım ederek otomatik yapılandırılmış raporlama oluşturup bir standart oturtmayı planlıyoruz. ProstatAI yazılımının, günlük iş akışımızda önemli kolaylıklar getireceğini umuyoruz.